2 Nisan 2010 Cuma

TAVŞANLAR BİTTİ Mİ HOCAM?

Her ne kadar son 2 aylık dönemde Beşiktaş hakkında yazı yazacak gücü , konsantrasyonu ve motivasyonu kendimde göremesem de bu maçtan sonra mutlaka yazmam gerektiğini hissettim. İlk önce herkesten özür dilemem lazım. Beşiktaş yılda 2 defa Ankara'ya gelir. Öğrencilik yıllarımda hiçbir maçı kaçırmayan , hatta Eskişehir,Bolu,Bursa,çevre iller ve zaman zaman İstanbul'a sadece maç seyretmeye giden ben , hatta ve hatta Bursa'da şampiyonluğu,gözyaşlarını,kırık kalbini bırakırken üstüne dayak diyen yine bendim ve bunların kalbimde bambaşka bir yeri vardır. Ama dün akşam 10 km. ötedeki maça gitmek içimden gelmedi. Biliyordum çünkü bir arıza çıkacaktı. Maça gitmek yerine maç yayını olan bir yerde yemek eşliğinde uzaktan seyretmek ve kalbimden yayılan efkar ve isyan dalgalarını rakıyla bastırmaya çalışmak yolunu seçtim. İyisini de yapmışım. Giden arkadaşlarımla konuştuğumda onların yaşadığı cefanın benim çektiğimin kat kat üstünde olduğunu anladım.
Gelelim maça , maddeler halinde yazacak olursak ;
- Mustafa Denizli'nin 3'lü savunma sevdasını anlamak mümkün değil,gönül bağı var.Erdener abiyi çağırıp günümüz takımlarının(Barcelona,Manchester United,Inter,Chelsea) maçlarını gözleri kapanana kadar izletmek lazım,başka türlü olmayacak.
- Uğur İnceman'dan bir fayda gelmeyecek,anlamasını sağlamak lazım diye düşünürken hafta içi bir de yeni sözleşme imzalandı,taraftar "Allah'ım al artık şu canımı" kıvamına geliyor.
- Bu takım sezon başından beri gol atamıyor.Bobo ve Holosko ayrı dünyaların oyuncuları gibi.Holosko geldiği günden beri istikrarsız,attığı 1-2 kritik golün dışında beklenen patlamadan eser yok.Muhtemelen Haziran'da Dünya Kupası'nda patlama yapar ve sözleşmesi bitmiş olduğu için sakin sakin uzaklaşır.Bonservisine verilen 5 milyon euro ise Beşiktaş'a......
- 5 kişilik orta sahadan ne top geçer ne adam diye düşünenler fena halde yanıldılar,herkes rahat rahat geçti
- Takım kariyeri batmış futbolcularla doldu.Veya başka şekilde ifade edelim,bu takım birçok futbolcunun kariyerini batırdı. Örnekler ; Nihat,Tabata,Delgado,İsmail Köybaşı,Nobre.Bir yerde yanlış yapan birileri var ve hala aynı yanlışlar devam ediyor.
- Hocanın her yaptığında keramet arayanlar,sihirbaz ilan edenler şimdi en ateşli eleştiri yazılarının sahipleri.Her maçta şapkadan tavşan çıkarma numarası yapabilen bir teknik adam dünyada yok.Kaldı ki günümüzde bu işin en iyisi sayılan Alex Ferguson ve Jose Mourinho'nun tavşanlara ihtiyacı yok çünkü sistem var.Sistem mi,o da ne diye soranlar olursa,vazgeçtim cevabını yazmayacağım.Şu kadarını söyleyebilirim,bizde olmayan bir şey.Öğrenip keyfimizi kaçırmayalım,biz tatlı uykumuza devam edelim.Arada bir şampiyonluktu,kupaydı mutlu mesut uyuyup gidiyoruz işte,uyandırmayın.

16 Mart 2010 Salı

BAŞKAN HIZLI BAŞLADI

Yeni başkanımız hayırlı olsun dostlar. Eski dönemin pek hayrını göremedik ama YD'nin bu yeni dönemi(YD ile yeni dönem aynı baş harflere sahip , Allah'ım bu dönem herşey değişecek mi yoksa , bu ilahi bir işaret olabilir mi? En son bu işareti Serdar Bilgili'nin başkan seçildiği kongrede görmüştüm. Seçildiği 2000 kongresinde Siyah Beyaz Serdar Bilgili pankartı açılmıştı , S ve B harfleri aynıydı) Artık nelerde hikmet arıyoruz!!!
Değişen Beşiktaş yönetimi cümle aleme bu değişim mesajlarını vermek için akıllı bir yol izlemeye başladı ve Revna Demirören'i sosyal sorumluluk çalışmalarıyla gündeme getirdi. Revna Hanım'ın deprem bölgesi Elazığ'da yaptığı çalışmalar hem medyada yer buldu hem de beğeni topladı. Bilmiyorum ben mi paranoyak oldum ama başkanın samimiyetine pek inanmıyorum. Delege gücüyle , taraftardan kopuk bir kongre gerçekleştirildi ve Türkiye'de siyasi parti kongrelerinde görmeye alıştığımız manzaralar eşliğinde , büyük başkan sloganlarıyla YD tekrar başkan oldu. Ama o başkan hala İnönü stadına gelemiyor. Hatalarından ders aldığını üstüne basa basa vurguladı. Sabrediyoruz , önümüzdeki transfer döneminde ne kadar ders aldıklarını göreceğiz. Bu arada amatör branşlar hala kan ağlıyor , basketbol takımı paralarını alamadıkları gerekçesiyle antrenmanlara çıkmıyor , bir sosyal sorumluluk çalışması da buralara yapmak şart!!!

27 Şubat 2010 Cumartesi

HAYDİ NICOLAS

Nobre'nin 7 yaşındaki oğlu yoğun bakımda. Acil şifalar diliyor , güzel haberlerini bekliyoruz...

24 Şubat 2010 Çarşamba

SİNAN VARDAR : YALA YALA NEREYE KADAR????


Çok değil 1-2 ay öncesine kadar Radyospor'da yönetime giydiren istikrar abidesi , ilkeli duruş örneği Sinan Vardar yönetime girmekle kalmadı,başkanın kişisel amigoluğuna soyundu.Mikrofonu görünce başlamış üflemeye ;
Demirören büyük başkan
Beşiktaş yöneticisi Sinan Vardar, Galatasaray'ın borçlarının kredi yoluyla gidermesini "Biz Beşiktaş olarak kredi yoluna başvurmuyoruz. Başkanımız sağolsun mali yönden kulübümüze büyük destek veriyor. Keşke her kulüpte Yıldırım Demirören gibi başkan olsa" yorumunu yaptı. Bizim başkanımız iki dönem futbol sorumlulğu yaptı. 6 yıldır da başkan. Kendisi çok tecrübeli" yorumunu yaptı.
Yönetim harika
Sinan Vardar şöyle devam etti; "Bugüne kadar hep doğruları söyledim. Beşiktaş'ta mükemmel bir yönetim var. Çok tecrübeli insanlar ve çok heyecanlı gençler var. Ben 3 yönetim kurulu toplantısında da bunu gözlemledim. Beşiktaşlılar bizi izlemeye devam etsinler. Çok büyük işler yapacağız. Yeni yetenekler bulacağız."
Beşiktaşlılara müjdem var
Vardar, "Şu anda altyapımızda 5 yaşından gelen 5 oyuncumuz var. Beşiktaş Türk futbolunda her zaman devrim yapmıştır. 6+2 yabancı kontenjanı olan bir sistemde yeni yeteneklerin çıkması zor tabii ki bunu çok iyi biliyoruz ancak bizim hedeflerimiz çok büyük. Her sezon bir futbolcuyu A takıma sokarsak 3 yıl içinde 6-7 tane altyapıdan gelmiş oyuncu olacak. Beşiktaş'ın önü çok açık. Beşiktaşlılar bizi izlemeye devam etsinler" dedi.
Altyapıdan sorumlu yönetici olacak Vardar'ın performansını göreceğiz.Önümüzdeki yıllarda,eğer bu yönetim o günleri görürse veya Vardar hala yönetimde olursa, altyapıdan kaç oyuncu çıkacak ta A takımda oynayacak,takip edeceğiz.
İşin asıl yanı insanların hayatlarında birazcık ta olsa ilkeli olmaları gereği.Bugün ak dediğine yarın kara dersen,hele ki bunu U dönüşü eşliğinde ve akabinde başkana methiyeler düzerek yaparsan adama sorarlar ; nerede senin ilkelerin? yaş kemale ermiş , hala yalakalık , hala biat kültürü. Bu mudur Sinan Vardar duruşu? Buysa da onu bilelim...

20 Şubat 2010 Cumartesi

İÇİMDEN GELMİYOR ARTIK

Herşeye rağmen,cılız muhalefete rağmen,zayıf başkan adayına rağmen kongre içimde bir umuttu. Karşısında kimin olduğu önemli değil;önemli olan kongrenin,delegelerin başkana ve gelecek başkanlara mesaj vermesiydi;yanlış yaparsanız affetmeyiz,gidersiniz. Ama kongre ve bu delege güruhu o karakteri gösteremedi,yanlışta ısrar ederek tarihi hataya ortak oldular,bu vebali hep taşıyacaklar. Takip ettiğim kadarıyla en aklı başında yazılar necip Türk basını yerine blog camiasında çıktı. Çoğu arkadaşımız dili döndüğünce,elinden geldiğince durumu anlatmaya çalıştı ama nafile. YD çıkmış hatalarımızdan ders aldık demiş,delegeler de bunu yemiş.Ya bu kadar ders yetmediyse diye kimse sormadı,ya daha alınacak dersleri varsa?Bundan sonra başkan değil lider olacakmış.Muhterem liderliği karar verilince olunacak bir şey sanıyor. Lafı kıvırtmadan söyliyeyim;SENDEN LİDER OLMAZ YILDIRIM,SENİN GENLERİNDE YOK. Serdar Adalı ve Mübariz Mansimov gibi adamlar çıkıp yıldız transfer sözleri veriyorlar.Sanki koskoca kulüp bu adamlara mahkummuş,başkası transfer yapamazmış gibi.Tekrar yazıyorum;paralı başkanla olsaydı Manchester City kupa bırakmazdı.Biz de para peşindeysek kulübü araplara satalım,paranın gözüne vuralım.
Takıma gelirsek yine aynı,sistemsizlik heryerden fışkırıyor.Hoca hastalığını öne sürerek sezon sonu bırakacak.Yerine kim gelecek?transferi kim yapacak?Herşey bilinmez.
Yarın akşam Galatasaray maçı var,kazansak ne olur?1 günlük mutluluk.Gerisi yok.
Artık içimden yazı yazmak bile gelmiyor.

3 Şubat 2010 Çarşamba

GÜNAYDIN TUNCAY ÖZİLHAN

Tuncay Özilhan dün açıklama yapmış ; efendim Beşiktaş sahipsiz değilmiş , Beşiktaşlılar'ın içi rahat olsunmuş , gerekirse 3 yıl sonra başkanlığa talip olurmuş.
Sayın Özilhan , 3 yıl sonrasının tablosunu şimdiden görmek için kahin olmaya gerek yok , 3 aşağı 5 yukarı tablo şöyle olacak ;
Yıldırım Demirören'e borç ; 150 milyon TL
Toplam borç : 500 milyon TL.

Bu rakamları görünce siz yine vazgeçeceksiniz. Bu kongre tam fırsaatı ve çok kritik bir noktadaydı. Bu kongrede başkanlık el değiştirdiği takdirde yeni yönetim akılcı bir stratejiyle bu borçların altından kalkabilirdi. Artık o noktayı geçtik. Siz Yıldırım Demirören'in hatalarından ders alacağını , kulübü kurumsallaştıracağını , borçları azaltacağını düşünüyormusunuz? O sihirli formülü keşfetti bir kere. Bunlar daha iyi günlerimiz.
Sizin önce çıkıp geçen yıl camianın önde gelenleriyle yemek yeme projenizi ve sonra neden bir yemek bile yiyemediğinizi anlatmanız gerekir. Seçim bittikten 3 gün sonra dedikodu yapar gibi başkanlığa aday olacağım laflarını kimse yemez artık.

2 Şubat 2010 Salı

1 Şubat 2010 Pazartesi

BEŞİKTAŞ TARAFTARINA ÇAĞRI

http://eksibesiktas.blogspot.com da başlayan çağrıyı duyurmak boynumuzun borcudur. Lütfen bu eyleme katılalım , kulübümüze sahip çıkalım , meydanı çıkar çetelerine bırakmayalım. Detaylar için link'i tıklayınız.

http://eksibesiktas.blogspot.com

KAHROL KARTAL , AL SANA BAŞKAN


SONUN BAŞLANGICI

Herşeye rağmen içimde bir umut vardı. Hani derler ya çıkmamış candan umut kesilmez diye , umudumu kesmemiştim. Delegelerimiz o küçük kabinin içine girip damgayı ellerine aldıklarında vicdanlarını dinlerler , sağduyularını kullanırlar diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı. Vicdanlarının olmadığını , sağduyuya sahip olmadıklarını bir kez daha yüzümüze tokat gibi vurdular. Kulübümüz tarihinin en karanlık dönemini yaşarken ve daha beterlerini de yaşamaya adayken , kaderinin bu duyarsız topluluk tarafından çizilmesi ne acıdır. Delege olarak 20.000 kişiden bahsediyoruz ama 8.000 tanesi hiç ortada yok , aidatlarını bile ödememişler. Onları geçtik bir kalem. Peki aidatlarını ödedikleri halde zahmet edip kongreye gelerek oy vermeyen o 5.000 kişiye ne demeli? Siz hangi takımın delegesisiniz? Milan mı? Kasımpaşa mı? Sturm Graz mı? Bu kadar mı sizin Beşiktaşlılığınız? Eminim günlük hayatınızda etrafınızdakilere " ben Beşiktaş kongre üyesiyim" diye hava atıyorsunuzdur. Kalan 8.000 civarında delege geldi ama onların da çoğunluğu "bindirilmiş kıtalar"dı. Düşünmeyen , sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden tek hücreli canlılar. Beşiktaş'ı sadece rakamlardan ibaret sanan , transferde harcadığı para , yaptığı transfer sayısı , aldığı kupa sayısıyla gurur duyan düz mantıklı ve basit adamlarsınız. 3 yıl önceki seçimde stadın maketine oy verenler bunu bile unuttular. Stad maket olarak kaldı.Şimdi yukarıdaki resme bakın , o ağacın ve çimenin yerine stadın resmini koyun , durumumuz budur. 4 duvar arasına hapsedilmiş , resimlerle avutulan bir topluluk.
Beşiktaş'ı sadece rakamlarla ifade edebilecek ve rakamları için sevecek olsaydık baştan bu takımı tutmaz gider diğerlerini tutardık çünkü onların rakamları bizden önde. Ama Beşiktaş bu değil , 6 yılda 5 kupa almak gerçek Beşiktaşlının gözünde bir anlam ifade etmiyor. Çoğu taraftar kulübün diktatörlük rejimiyle yönetildiğini , keyfi yönetimin , kimseye sorulmadan ani alınan kararların uygulandığını , kulübün haklarının savunulmadığını , kulübün itibarının kalmadığını görüyor ve buna üzülüyor. 6 yılda tüm kupaları alsan ne olur? Senin başkanın "amatör takımla çıkacağız" sözünü bile tutamıyor , televizyonlarda yorumcularla "sen küçük Ahmet'le oyna" derecesinde alçak düzeyde konuşabiliyor. Bu adamı tekrar başkan seçtiniz. Siz şimdi gidin , küçük Yıldırım'ı öpün , bağlılığınızı sunun. Görevinizi tamamladınız.