23 Kasım 2009 Pazartesi

MAÇIN 3 ADAMI : İZEL - ÇELİK - ERCAN

Maçın ertesi günü Hürriyet gazetesinde Ercan The Damat Saatchi yazısının son bölümünde maçın 3 adamı olarak Rüştü-Yusuf -Nobre'yi göstererek yine kendisinden beklenen zeka seviyesinde bir yorum yapmış.Maç hakkında adam akıllı tek yorum yazamayan,en ufak bir düşünce mahsulü üretemeyen bu zeka,yenilginin acısıyla Beşiktaş camiasını aklı sıra iğneliyor.İşin acı tarafı hayatının hiçbir döneminde ciddiye alınabilir bir şey üretemeyen bu şahıs halen damat kontenjanından gazetede yazmaya devam ediyor.Ertuğrul Özkök'te bu duruma nasıl tahammül ediyor ilginç.Ama o yıllardır bu adamın şahsına tahammül ettiğine göre yazılarına daha çook katlanır.Bari biz zaman tüneline dalalım ve bu muhterem şahsiyetin fotoğraflarını ve unutulmaz şarkılarını hatırlayalım...







ASIL ŞİMDİ : YILDIRIM DEMİRÖREN YETER!!!!!!

1 derbi maçı kazandık diye ortalık süt liman mı olacak? Peki derbiyi alan takımın borcu siliniyor mu? Borç gelmiş 200 milyon TL'ye , 60 milyonu başkana,bu borç silinecek mi? Plansız,programsız kulüp yönetimini,abuk transfer politikasını 1 derbi galibiyeti affettirir mi?Muhterem yöneticilerden biri çıkmış "seyirciler ucuz numaraları bıraksın" buyurmuş.Dünyada taraftarına rağmen yönetimde kalan bir yönetim ilk defa görülüyor.Derbi maçına başkan gelemiyor,gelmiyor değil,gelemiyor.Çünkü biliyor ki yenilirse o seyirci o stadı dar edecek.Ne yapmak lazım?Sıvışmak lazım.Demirören yüreği bu kadar işte.Biliyor ki haksız,taraftarın karşısına çıkacak,haklılığını tek başına savunacak yüreği yok.Koskoca Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün başkanı taraftarından kaçar,saklanır hale gelmiş ama hala koltuk peşinde.Hesapta geçen yıl olduğu gibi,bir düşeş atıp yine şampiyon olmak veya şampiyonluğa oynamak var.Yine aynı yönetim tarzı,aynı kafa.Günlük düşünen,sığ zihniyet.Beşiktaş bu sene tekrar şampiyon da olabilir arkadaşlar ama bu durum yönetimin gitmesi gerektiği gerçeğini değiştirmez.Bu zihniyetin derhal kapı dışarı edilmesi ve kulübün yönetiminin aklıo selim sahibi birilerine emanet edilmesi gerekir.
Bu maçı kazandık diye bakalım haftaya gerine gerine maça gelebilecek mi YD? Takım 1-2 galibiyet daha alıp yarı devreye kapağı ilk 3 içinde atarsa kongre salonunda aslan gibi kükrek tekrar.Takım iyi gidiyor,şampiyonluğa koşuyoruz hesabı.Yüreğin varsa Cumartesi akşamı o stada gelseydin ya!! Bırak kongrede şakşakçılar arasında atılan naraları,taraftarın önüne çık,yiyorsa eğer???

16 Kasım 2009 Pazartesi

FB-GS MAÇI VE KURŞUN ASKERLER

Yolda görseniz dönüp tekrar bakabilirsiniz,alımlı yani.Veya yolda giderken birisine kızdınız küfür ettiniz,söylenir size,"tüüü Allah belanızı versin,bayanların içinde küfür ediyorsunuz" diye. Ama koskoca Abdi İpekçi'nin orta yerinde yüzlerce taraftara el hareketi yapabiliyor bu alımlı bayan,hemen belirtelim Fenerbahçeli.Ama burada Fenerli veya Cimbomlu olmasının önemi yok,diğerleri de yapardı aynı hareketi. 2 takım taraftarını getirdikleri hal ortada.Bundan sonra bu maçlarda hangi hareketi görürsem göreyim şaşırmam.Anlayamadığım nokta bu insanlar nasıl bu hale gelebildi?Tamam anladık yöneticilerin ve basının zorlamasıyla bu sürece girildi ama bu toplum bu kadar düşünce yoksunu halemi geldi?Eğitimsiz bir insan gibi durmuyor bayan,hatta sarı boyalı son model saçlarıyla basbayağı üst kesimden birisi.Ne o zaman? Bu kadar gaza gelip millete hareket çekecek kadar ne düşmanlığınız var birbirinize?
Veya şöyle yapsak,siz 2 takım taraftarları uzaklara bir yerlere,mesela cehennemin dibine gidip, kozlarınızı orada paylaşsanız da sakinleşip gelseniz nasıl olur?
Ülkemiz tarihinin en kritik günlerini geçirirken,bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete durumundayken, bir de başımıza FB-GS düşmanlığı mı çıktı?Sizi izlemeye,size tahammül etmeye mecbur muyuz?Siz bütün dertlerinizi çözdünüz,ülke güllük gülistanlıkta kafayı bu salak rekabetemi taktınız?Açılım diye bir konu var ondan ne haber?Ergenekon ülkeyi karıştırdı,herkes dinleniyor,hakimler,savcılar?Yakında ülkede satacak fabrika kalmadığında ne olacak?Tüm bunları bir kenara koyup birbirinize düşmanlık ediyorsanız ülke pek umurunuzda değil.Spora,sadece 1 maça bu kadar anlam yüklemek neyinize?
O hareketi karşında duran 500 kişiye çektin de daha mı iyi Fenerli oldun?
Hepiniz koyunsunuz,hepiniz uyutulmuş,uyuşturulmuş zavallılarsınız.Gerçek hayatta bir baltaya sap olamamış,geçmekte olan yaşına rağmen hala kimlik arayışında olan ,aidiyet arayışında,kişiliksiz insan güruhusunuz.O sığ kafa yapınızla sadece başkanlarınızın kurşun askeri olursunuz,daha ötesi değil.

14 Kasım 2009 Cumartesi

NO GDO


GAZİANTEP DEMİRÖREN ORTAKLIĞI İSTEMİYORUZ

12 Kasım 2009 Perşembe

MALUMUN İLANI - BÖLÜM 2 VEYA ABAD-I ANTEP

Büyük!!!! başkanın içindeki Antep sevgisi sınır tanımmıyor.Bugün gelen son haberlere göre yönetim yeni bir transfer bombası patlatmış ;
Sezon başında İsmail Köybaşı’nı 5.5, Tabata’yı da 8 milyon Euro bedelle Gaziantep’ten alan Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, büyük tepki çekmişti. Hatta kendi taraftarı “Başkan olsana, başkan olsana,Gaziantep’e başkan olsana” diye tezahürat bile bestelemişti. Ancak burada soru işareti olan bir isim vardı... O da sezon başında Gaziantep’e verilen Serdar Kurtuluş’un durumuydu. O dönemde İsmail Köybaşı’nın transferinde takasta kullanıldığı ve 1.5 milyon Euro bedelle gönderildiği iddiaları ortaya atıldı. Ancak yönetim bu konuda ne borsaya ne de basına bilgi verdi.
BAĞIŞ GİBİ TRANSFER
Ve Serdar Kurtuluş konusunda bilinmeyen gerçekler dün Beşiktaş Futbol A.Ş.’nin genel kurulunda gündeme geldi. Borçlanmaya dikkat çeken üyeler, bu anlayışla bu yükün altından kalkılamayacağını vurguladı. Üyeler, Gaziantep’e verilen Serdar Kurtuluş hakkında “Kaça alındı, kaça verildi bilmiyoruz. Kaydı yok” şeklinde eleştiridebulundu. Asbaşkan Ertunç Soğancıoğlu, şaşırtan şu cevabı verdi: “Serdar Kurtuluş’u 100 bin dolara G.Antep’e verdik.” Soğancıoğlu’nun bu sözleri, Atıf Keçeci’nin ısrarı üzerine kayıtlara yazıldı.
1 MİLYON DOLAR VERMİŞLERDİ
Peki Gaziantep’e 100 bin dolar gibi komik bir rakama verilen Serdar Kurtuluş ne kadara alınmıştı? 2006’daBursaspor’dan transfer edilen Serdar için borsaya gönderilen yazıda, 1 milyon dolar bonservis ücretinin yanı sıra Sinan Kaloğlu ve Eser Yağmur’un bonservis haklarıyla verildiği bildirilmişti. Beşiktaş’ın anlaşmaya, Sinan için 750 bin, Eser Yağmur için ise 500 bin dolar geri alma bedeli koyduğunu düşündüğümüzde, bu transferin mali tablosunun daha da büyüdüğü ortaya çıkıyor.

Sizi bilmem ama üst üste bu kadar hatalı karar yönetim yanlışlığıyla,acemilikle,bilgisizlik veya beceriksizlikle açıklanamaz.Tam tersine bu adamların gayet bilinçli ve becerikli bir şekilde kulübü batağa götürdüklerini düşünüyorum.Şu anda bu yönetimin görev süresi boyunca yaptığı hatalar listesini ve bedellerini hazırlamaya başladım,yakında açıklayacağım.Amaç kulübü borçlandırmak ve yeni adayların çıkmasını engellemek boyutunu geçmiştir beyler.Artık amaç kulübü iflas ettirmek ve satın almaktır,bu böyle biline...

MALUMUN İLANI - BÖLÜM 1

Bu yönetimin kulübü nasıl yönetemediği veya nasıl bilinçli bir şekilde zarara uğratacak şekilde yönettiği resmi raporlarla kanıtlandı. Bugün gazetelere düşen haber şöyle ;

İçişleri Bakanlığı denetçileri, Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği’nin 2007-08 dönemine ait incelemelerinde başkan Yıldırım Demirören ve yönetimiyle ilgili 10 ayrı suç tespit etti. 1407 sayfalık rapor, önce İstanbul Valiliği Dernekler Müdürlüğü’ne, buradan da İstanbul Asliye 6. Hukuk Mahkemesi’nin talebi üzerine mahkemeye iletildi. Raporda ayrıca başkan ve ekibinin mal bildiriminde bulunmadıkları da yer aldı. Demirören ve yöneticiler, bu yüzden 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
2007-08 dönemi genel denetimi sonunda tam 1407 sayfalık bir rapor hazırlandı ve ulsüzlükler bir bir sıralandı. İstanbul Asliye 6. Hukuk Mahkemesi’ne yollanan dosyaya göre, mal bildirimi yapmadıklarından dolayı tüm yöneticilere ciddi cezalar gelebilir.
CEZASI NE?3 AYDAN 1 YILA KADAR HAPİS
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 10. maddesinde, mal bildirimlerinin verilmesi konusunda şu hüküm yer alıyor: Belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana 3 aya kadar hapis cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir.
RAPORUN KONUSU
Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği’nin genel denetime tabi tutulması ve kamu yararı statüsü verilmesinde aranan şartları taşımaya halen devam edip etmediği hususlarının incelenmesi ile İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin talebi doğrultusunda denetlenmesi, bu raporun konusunu oluşturmaktadır.
10 KUSURLU HAREKET
İçişleri Bakanlığı dernekler denetçileri Alper Özyürek ve Mehmet Altınöz tarafından Beşiktaş Kulübü ile ilgili hazırlanan 1407 sayfalık raporu ele geçirdi. İstanbul Valiliği DerneklerMüdürlüğü’ne gönderilen raporda, hatalar bir bir sıralandı. Dernekler Müdürlüğü, hazırlanan raporu, mali ve idari genel kurulu ibraetmeyip iptalini isteyen bazı kongre üyeleri tarafından açılan davaya bakan İstanbul Asliye 6. HukukMahkemesi Başkanlığı’nın talebi üzerine 31 Ağustos 2009 tarihindemahkemeye iletti. Raporun “ELEŞTİRİLEN HUSUSLAR VE DEĞERLENDİRMELER” bölümünde kulüpte yaşanan usulsüzlükler birer birer şöyle sıralanıyor:
1 ÜYE KAYIT DEFTERİ HATALI TUTULMUŞTUR
Dernekler Kanunu ile üye kayıt defterinde bulundurma zorunluluğu getirilen üyelere ait üyelik bilgilerinden T.C. kimlik numarası, anne adı, cinsiyeti ve üyelikten çıkış tarihine ilişkin bilgilere yer verilmediği tespit edildi. Yönetim kurulu, bilgileri kaydetmeyerek Dernekler Kanunu’nun 11. ve Dernekler Yönetmeliği’nin 32. maddesini ihlal etmiştir.
2 KARAR DEFTERİ HATALI TUTULMUŞTUR
Karar defterinin bazı sayfalarının boş bırakıldığı, defter üzerinde daksilleme yapıldığı, kararların deftere mürekkeplikalemle yazılmak yerine kağıt yapıştırmak suretiyle alındığı tespit edildi. Yönetim kurulu, Dernekler Kanunu’nun 11. ve Dernekler Yönetmeliği’nin 33. maddesini ihlal etmiştir.
3 GİDER PUSULASI KULLANILMAMIŞTIR
Hesapların incelenmesinde, dernek tarafından amatör branşlardaki bazı sporculara gider pusulası yerine sosyalyardım adı altında tutanak ve tablolar ekinde imza karşılığında ödemelerde bulunulduğu tespit edilmiştir. Yönetim kurulu, Dernekler Yönetmeliği’nin 38. maddesini ihlal etmiştir.
4 GİDER MAKBUZU KULLANILMAMIŞTIR
Kulübün yardıma muhtaç kişilere yapılan sosyal yardım ödemeleri için gider makbuzu yerine tediye belgesi ve para makbuzu kullandığı, bazı sosyal yardım ödemelerini ise karşılığında belge kullanmadan yaptığı tespit edilmiştir. Yönetim kurulu, Dernekler Yönetmeliği’nin 38. maddesini ihlal etmiştir.
5 BENKA HEDAPLARI AYRILMAMIŞTIR
Derneğin banka işlemleri ile Beşiktaş Kulübü Derneği Spor Okulları ve İktisadi İşletmesi’nin banka işlemlerinin aynı banka hesapları üzerinden yürütülmekte olduğu tespit edilmiştir. Dernekler Kanunu hükümlerine tabi olan dernek ile Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olan dernek iktisadi işletmesinin banka hesaplarının, aynı hesapta takip edilmesi dernek ile iktisadi işletmeye ait mali bilgileri doğru, güvenilir ve şeffaf bir şekilde yansıtmayacağı ve vergi mevzuatı açısından sakıncalar doğuracağından, ayrılması gerekmektedir.
6 YETKİ BELGESİ OLMADAN GELİR TOPLANMIŞTIR
Yetki belgesi çıkartılmadığı ve yetki belgesi olmaksızın dernek gelirleri alındı belgesiyle gelir tahsil edildiği tespit edilmiştir. Dernek yetkilileri, Dernekler Kanunu’nun 11. ve Dernekler Yönetmeliği’nin 46. maddesini ihlal etmiştir.
7 VERGİ MÜKELLEFİ OLMADIĞI HALDE FATURA KULLANILMIŞ
Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği’nin; reklam, sponsorluk, kira ve bilet gelirleri karşılığında hukuki bir dayanağı olmadığı halde dernek faturası bastırdığı ve kullandığı tespit edilmiştir. Derneğin reklam, sponsorluk ve bilet gelirlerini ancak iktisadi işletmesi üzerinden faturalandırarak yapması gerekmektedir. Aksi takdirde kurumlarvergisinden muaf olan derneklerin bu gelirleri için fatura kullanması durumunda vergi mevzuatı açısından sakıncalar doğacağı aşikardır. Yönetim kurulu, söz konusu gelirleri dernek üzerinden faturalandırarak 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. ve 1/3-g maddesini ihlal etmiştir.
8 GENEL KURUL ÜYELERİN AFFINA KARAR VERMİŞTİR
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün 2006 yılı mali ve idari genel kurulunda, 3 yıl üst üste aidat yükümlülüğünü yerine getirmeyen üyelerden ihraç edilenlere af getirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Dernek tüzüğünde ihraç edilen üyelere herhangi bir af düzenlemesine yer verilmemiştir. Dolayısıyla af uygulaması tüzüğe aykırılık teşkil etmektedir. Derneğin af konusunda herhangi bir uygulama yapabilmesi için tüzüğünde düzenleme yapması gerekmektedir. Beşiktaş Jimnastik Kulübü de bu doğrultuda tüzüğünde gerekli düzenlemeyi yapmalıdır.
9 DERNEK TÜZÜĞÜNDE KANUNA AYKIRI HÜKÜMLER BULUNUYOR
Dernek tüzüğünün; yönetim kurulunun borçlanma taleplerini incelemek ve karara bağlamak görevini divan kuruluna, yönetmelikler ve ilgili organların hazırlayacakları taslakları yönetim kurulunun görüşü alındıktan sonraaynen veya değiştirilerek onaylama ve yürürlüğe koyma görevini divan kuruluna ve son olarak üyelikten çıkarılmayı disiplin kurulu kararına, ilgiliye yazılı olarak yapılacak bildirimi yönetim kuruluna devreden hükümleriyle derneğin zorunlu organlarının görevini ihtiyari organlara devrederek, Türk Medeni Kanunu’nun 72. maddesini ihlal ettiği aşikardır.
10 MAL BİLDİRİMLERİ VERİLMEMİŞTİR
Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin, ilgili hükümler gereğince seçildikleri tarihten itibaren 1 ay içerisinde vermeleri gereken mal bildirimlerini denetim tarihi itibarıyla vermemiş oldukları anlaşılmıştır.
İSTANBUL VALİLİĞİ'NCE KULÜBE YAPILMASI GEREKEN BİLDİRİMLER
1- Yönetim kurulunun, üyelere ilişkin bilgileri güncelleştirerek yenilikleri içeren üye kayıt defteri tutması konusunda uyarılması.
2- Karar defterinin bazı sayfalarının boş bırakılmaması, defter üzerinde daksilleme yapılmaması, kararların mürekkepli kalemle yazılarak alınması veya sürekli form şeklinde tutulması konusunda uyarılması.
3- Gider pusulası kullanılması konusunda uyarılması.
4- Gider makbuzu kullanılması konusunda uyarılması.
5- Dernek banka hesapları ile dernek iktisadi işletmesi banka hesaplarının ayrılması konusunda uyarılması.
6- Dernekler Kanunu’nun “Hata ve noksanlıkların giderilmesi” başlıklı 17. maddesi hükmünce derneğe bildirimde bulunulması.
7- Dernek faturası kullanmaması, reklam, sponsorluk ve bilet gelirlerini dernek iktisadi işletmesi üzerindenfaturalandırarak, kira gelirini ise GVK 94/5 kapsamında elde etmesi konusunda uyarılması.
8- Derneğin, genel kurul üyelerinin affı konusunda düzenleme yapabilmesi için ilk genel kurulda tüzükte tadilat yapması konusunda uyarılması.
9- Mal bildirimlerinin verilmesi konusunda uyarılması.

Kısaca ruhuna el Fatiha...

8 Kasım 2009 Pazar

BALLI MUSTAFA İŞ BAŞINDA

Mustafa Denizli'ye ballı hoca dendiğinde çok kızıyor ama dünkü maçı izleyen herkesin hemfikir olacağı bir konu bu.Maçı izlerken bu bal meselesinin ötesinde , aklımdan Mustafa Denizli'nin bu takımı nasıl bu hale getirdiği ve nasıl bu kadar kötü futbol oynatabildiği hakkında şu düşünceler geçti;
- Durup dururken takımın orası burasıyla bu kadar oynamak
- Takımın en oturmuş yeri olan defans kurgusunu değiştirmek
- Herkesi her yerde oynatabileceği saplantısına kapılmak ve ısrar etmek
- 11 kişinin 9'u ile defans yaptırmak
- Takımın %80'i formsuzluktan ve güçsüzlükten ayakta duramayacak halde şampiyonluk düşünmek...
- Sezonun ilk maçından sonra yüzüne bile bakmadığı Fink'e son 2 maçta sarılmak
- Yabancı kontenjanında oynaması lüks olan vasat Fink ve cılız Tabata'nın transferine onay verebilmek ( hadi diyelim ki Fink'e bonservis bedeli ödenmedi ama Tabata'ya verilen paraya yazık,günah)
- Takım bu kadar berbat oynarken ve çoğu futbolcu formsuzken genç takımdan 1 tane bile oyuncu oynatmamak ve düşünmemek.
Liste uzayıp gidebilir.
Dün Beşiktaş 3 puan aldıysa bu puanlar Hakan Arıkan'ın hanesine yazılmalı ve devam edilmeli.Hakan belki de hayatının maçını oynadı.Bence bu maçın dvd'sini alsın ve Avrupa'da menajerlere göndersin,2-3 teklif garanti gelir.Ama bazıları yine bu 3 puanı doğru değerlendiremeyecek ve takım son 5 maçta 5 galibiyet aldı,takım doğru yolda gibi hayallere kapılacak.işin aslı şu ki Trabzonspor sezon başından beri golcülerinden şikayet ediyor ve etmekte son derece haklı.Dün Umut Bulut'un yerinde başka biri olsaydı 5'lik olup çıkardık Trabzon'dan.Hele hele bu hafta Fenerbahçe maçını hiç düşünmek istemiyorum,bu pozisyonları Güiza bile affetmez,Semih rekora koşar.
Sonuç;bu yönetim ve bu hoca varken bu takımdan hiçbir şey olmaz.
ancak günlük başarılarla birbirimizi kandırırız.Biz yemeyiz,mühim olan kongrede delegelerin yememesi.Gerisi boş...

6 Kasım 2009 Cuma

HÜSEYİN ÇAPKIN......BÜYÜK BAŞKAN SENİNLE GURUR DUYUYOR

Wolfsburg maçından sonra daha neler göreceğiz bakalım derken Y.D. bizi fazla bekletmedi ve babasının forsunu kullanarak tribünde küfür ettikleri iddia edilen 14 kişiyi bugün gözaltına aldırdı.İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın işi gücü bırakmış ve bu arkadaşların sorgusuna katılmış.Aferin Hüseyin,10 puan,otur yerine. Ve sorgu çıkışında mikrofonları görünce öyle bir demeci var ki inanılmaz.Bundan sonra tribünlerden Y.D.'e küfür edilmeyecek dedi.Sanırım Çapkın Polis Akademisi'yle birlikte hukuk okumuş,avukatlık ta var.
Y.D. ise yalısında oturup sakinleşmeye çalışıyor muhtemelen.Eh emniyet arkasında,tribünler yakında sus pus.Sırada ne var,kongre geliyor,delegelerle ilgilenmek lazım...

5 Kasım 2009 Perşembe

EN GÜZEL YORUM

Wolfsburg maçında başkanın rezaletini en iyi anlatan kelimeler http://rakamla10.blogspot.com/ da yayınlandı. Arkadaşımızın müsadesiyle Türk sinema tarihine geçen bu unutulmaz espriyi Beşiktaş tarihine not düşmek amacıyla aynen yayınlıyorum...

TUTMAYIN KÜÇÜK ENİŞTEYİ


3 Kasım 2009 Salı

CIRCIR VE CIRCIR BÖCEĞİ

Halk arasında "Cırcır" tabir edilen rahatsızlık,yani bildiğiniz ishal.Kim Ernst.Geçen sezon ortasında takıma gelen Alman vatandaşı.Yıldız özelliği yok,görev adamı cinsinden.Ancak 1 maç öncesinde cırcır olan görev adamı takımı bu kadar etkiliyorsa ,bu arada cırcıra sebep takımın kendi tesislerinde yediği yemek!!! bunu da not edelim , üstelik Beşiktaş bu sezon Avrupa'da transfere en çok para harcayan 10 kulüpten birisi iken , bu takımın kurgusu yanlış yapılmış demektir. Maçın teknik taktik analizine girmek istemiyorum çünkü herşey meydanda.Takım geçen haftalarda galip gelirken de iyi futbol oynamıyordu,yine oynamıyor.Bu gidişle de oynamayacak.
Diğer konumuz cırcır böceği , nam-ı diğer Ağustos böceği.Karınca ile başrollerini paylaştığı masalı herkes bilir.Bizimki de tam o hesap.Ligler başlamadan diğer takımlar kamplarda harıl harıl çalışırken biz Mustafa hocayı ikna etmeye çalışıyorduk.İkna ettik etmesine ama ne takım sezon başı çalıştı,ne de hoca eski hocaydı.Hiçbir şey eskisi gibi olmadı.Daha da olmaz zaten.

Son konu başkan Y.D. Artık adını bile yazmak istemiyorum.Ama dün akşam maç sonrasında taraftarlarla girdiği diyologun fotoromanı aşağıda.Bir başkanın bu hallere düşmesi acı bir durum,bunun bizim başkan olması daha da acı verici bir durum.Şerefsiz lafına tepki göstermek güzel ama o lafların altında kalmadan gitmek daha da güzel olur.Tribünde taraftara işaret çekerek şerefli olunmuyor.Bu taraftar önce yeter dedi,anlamadı,dün küfür etti,aynen karşılık verdi.Bundan sonrasında neler olacak düşünmek bile istemiyorum.Ancak tüm olanlar Beşiktaş kulübünü yaralıyor,farkında değil.Kendi taraftarıyla kavgalı bir yönetim ne kadar kalabilir?Neyi temsil eder?Burası oyuncağı mıdır?
Son olarak kongre üyelerine.Dün akşamdan sonra Y.D.'e atılacak her oy Beşiktaş'ın geleceğininin altına konmuş dinamittir.Hala düşünmeniz için vakit var paşalar,iyi düşünün.Bu son şansınız...


































































2 Kasım 2009 Pazartesi

ERCAN THE DAMAT SAATÇİ HAKLIDIR

Seversiniz ya da sevmezsiniz(muhtemelen sevmezsiniz) ancak Damat Ferit pardon Ercan haklıdır arkadaşlar. Adamı Hürriyet gibi bu ülkenin en yüksek tirajlı gazetesinde tepeden inme bir şekilde spor yazarı olarak işe başlatınca,üstüne de "spor koordinatörü" gibi fiyakalı isimli bir kadro verilince ne yapsın? Gözü kör denecek kadar fanatik Fenerbahçeli Damat Ercan'dan tarafsız yazılar bekleyemezsiniz herhalde.
Ancak şunu anlayamıyorum,hepimiz az ya da çok bir takım tutuyoruz.Aramızda çok fanatik olanlar da var,onlar da kabulüm.Peki rakip kulüpten bu kadar nefret etmek nedendir? Bu kin , bu kompleks nereden gelir? Şimdi bu adamın ailesinde,çevresinde,arkadaşları arasında hiç Galatasaray taraftarı yok mudur? Tüm ailesi ve çevresi kurtarılmış bölge gibi Fenerlilerden mi oluşmaktadır? Bu soruların cevaplarının hayır olduğunu umuyorum.Eğer cevap evet ise o zaman çok daha hastalıklı bir durumla karşı karşıyayız. Klasik 3 büyükler laflarını ben de sevmem,ezeli rakip,ebedi dost falan. Bu dost olmadığımızdan değil,yanlış anlamayın.Ama bu lafları o kadar çok kullanıyorlar ve kullananlar dahi inanmıyor ki bu da olayın büyüsünü kaçırıyor. Her tarafta hamasi nutuklar,yalanlar,dolanlar.Bırakın kardeşim yalan söylemeyi,rakibinizle uğraşmayı.Önce taraftar olun.Kulübünüzü destekleyin.Sonrasına gerek yok zaten.
Tüm bunlardan sonra Fenerbahçe kulübünün açıklaması da daha gülünç.Günah keçileri bulunmuş ve tüm suç 4 tane eski FB TV çalışanına yıkılmış. Lafların çirkinliği hakkında tek kelime yok.Hatta içten içe gülüyorlardır.Aferin size,bizi şaşırtmadınız.Tam kendinize yakışan şekilde tepki verdiniz.
Sizi bilmem ama bu yapay FB-GS rekabetinden fena halde sıkılmış durumdayım.
Yaratılmak istenen ve hatta başarılan düşmanlık ortamı ne kadar anlamsız.Avrupa'da ismimiz bile geçmezken,her düzeyde hergün geriye giderken,ülkede bu takımların derbisinde kan gövdeyi götürüyor.Ve işin bir diğer hazin tarafı Türk futbolunu yönetmeye kalkışan herkesin bu kulüplerden icazet almaları gerekiyor.O zaman da bu 2 kulübe olan borç bitmiyor,her yönetim diyetini bir şekilde ödemek durumunda kalıyor.Milli takım gerilemiş,Avrupa'da turlar hayal olmuş,kimin umurunda.Bakın bakalım ligin 2. yarısında Ali Sami Yen'de intikam nasıl alınır? Şimdiden planlar yapıyorlardır.Gelecek ceza da şimdiden belli,3 maçı geçmez merak etmeyin.

KARTAL CEPHESİNDE YENİ BİRŞEY YOK

Ankaragücü maçında gördük ki takım yavaş yavaş oturmaya başladı.Durun hemen sevinmeyin,ya da beni eleştirmeyin bu nasıl oturma diye.Aslında işte tam öyle düşündüğünüz gibi oturma.Savunma gerçek anlamda oturmaya başladı.Ferrari başkumandanlığında ,Rüştü destekli,Ernst ve Fink'in enerjisiyle,Sivok,İsmail Köybaşı ve İbrahim Toraman Çanakkale geçilmez tadında maçlar çıkarmaya başladı. Buraya kadar iyi.Peki ya ileri? İşte malesef orası da oturmaya başladı. Kötü ve verimsiz futbol Beşiktaş'ın hücum hattında alışkanlık haline geldi.İsimler zaten belli ama yapılabilecek tüm varyasyonlar deneniyor ve gol kısırlığı,pozisyonsuzluk hastalığı devam ediyor hatta kronikleşmeye başladı.
Nihat'a gerçekten çok üzülüyorum.Eminim o da Türkiye'ye geldiğine pişmandır.Ama ne fayda!!Denizli onu oynatarak kazanmak istiyor,bu da anlaşılabilir birşey.Ama Nihat'ın formsuzluğu da devam ediyor.İlk yarının sonuna yaklaşıyoruz,Nihat hala formsuz.Bobo'nun aklı transferde kalmış.Bu gidişle Beşiktaş'ın elinde patlayacak.Bobo'nun şunu anlaması lazım;eğer gitmek istiyorsa bunun en iyi yolu gol atmak.Bu kadar formsuzken zaten teklif alamaz,ama alacak bile olsa o teklif beklediğinin çok uzağında kalacak.Tello sorunu da müzmin hale geliyor.Bu arkadaşın parasını da artırdılar sanıyorum ama düşük vites gitmeye devam ediyor.Tabata'nın hala 90 dakika oynayacak mecali yok.Oyundan alınacağını bildiği için oynadığı süre içinde birşeyler yapmak istiyor ama bu onu paniğe sürüklüyor.Sonuç yanlış şut seçimleri,isabetsiz şutlar.Benim anlayamadığım noktalardan biri de Batuhan'ın durumu.Elimizde 19 yaşında delifişek delikanlı var.Ne oynatabiliyoruz,ne de oynayacağı yere gönderebiliyoruz.Bu çocuk bu kadar mı sorunlu? Veya sakatlığı çok mu ciddi?
Olaya gençler açısından bakarsak durum tehlikeli.Altyapıda çok sayıda yetenekli genç var.Bu sene alınan Onur ilk sırada.2-3 yıl önce piyasaya çıkan ,şu an sanırım 15 yaş civarında olan Muhammed var.Bu çocuklar da Batuhan gibi olursa çok yazık.Barcelona'da Bojan Krkic'i görüyormusunuz?18 yaşına yeni geldi,2-3 yıldır A takımda,ara sıra oynuyor ama çalışırsa oynayacak,bunu herkes gibi o da biliyor.Neyse,gençler konusu derin bir konu,başka bir yazıda ele alalım.Gelelim bugüne.
Son durumda Cumartesi günü maç kadrosundan 5 isim sakat ve Wolfsburg maçında durumu şüpheli.Wolfsburg son maçlarında çok gol atıp çok yemeye başladı.Savunmada sıkıntı çekmesek bile bu maç galip gelmemiz gerektiğinden gol şart.Bu hücum hattı Alman savunmasını nasıl aşar,aşabilir mi?Biraz zor görünüyor. İddaa açısından alt olacak bir maç görüntüsünde ama iddaa beni hiç ilgilendirmiyor.Bana 3 puan lazım.
Tüm bunlar olurken gazetelerde yavaş yavaş transfer haberleri çıkmaya başladı.Pavluchenko ismi yazıldı.Şu kritik ortamda,golcüler zaten formsuzken,bir de transfer dedikodularıyla adamların kafasını bulandırmak hiç iyi olmaz gibime geliyor.Neyse ki teknik direktör sallantısını ,şimdilik , atlatmış gibi görünüyoruz.Ama önümüzde çok zorlu bir Kasım ayı var.Ligde Trabzonspor deplasmanı,ardından İnönü'de Fenerbahçe maçı,ardından Sivasspor deplasmanı var. Şampiyonlar Ligi'nde 3 Kasım'da İnönü'de Wolfsburg , 25 Kasım'da Manchester deplasmanı
var. Kasım ayında alınacak kötü sonuçlar herşeyi değiştirebilir.Hoca ve yönetim dahil herkesi tarumar edebilir.
En kötüsü ise tüm bu yaşananlara ve önümüzdeki maçlara bakıldığında kulübü yönetenlerin yeterli kabiliyet,ciddiyet ve aklıselim sahibi olmadıklarını bildiğimiz için olası kötü sonuçlarda bir anda dağılma ve tüm alanlarda kopmalar beklenebilir.Hep birlikte göreceğiz