7 Ekim 2009 Çarşamba

HİKMET ÇETİN

Son günlerde Ocak 2010 tarihinde yapılacak kongrede başkanlık için Hikmet Çetin adı telaffuz edilmeye başlandı.Hatta bugünkü gazetelerde Hikmet Çetin'in "Seba beni destekliyor" tarzı açıklamaları var.
Öncelikle Beşiktaş'ta başkanın değişmesi gerekliliği aşikar.Her ne kadar sevgili atalarımız "gelen gideni aratır" diye buyurmuşlarsa da , bu noktadan sonra gelenin Y.D.'i aratması söz konusu bile olamaz. Hikmet Çetin'e gelince,siyaset dünyasında son derece saygın bir isim.Siyasi kimliğinin ötesinde Afganistan'da yaptığı uluslararası görevde son derece başarılı oldu ve aynı zamanda uluslararası camiada da ismi duyuldu.Böyle bir ismin Beşiktaş'a başkan olması son derece sevindirici olur. Ancak Beşiktaş'ın içinde bulunduğu vahim ekonomik ve diğer şartlar gözönüne alındığında sadece Hikmet Çetin ismi yeterli gelmeyecektir.Beşiktaş'ı içinde bulunduğu buhran ortamından ne yaptığını bilen,kararlı ve gerektiğinde kulübe sıcak para desteği verebilecek bir yönetim çıkarabilir.Bu da sadece saygın bir başkanla değil,iyi bir ekiple olur.Yeni yönetimin birkaç koldan çalışması lazım.Mali konuları ele alacak olan ekip , kulübün gelir gider tablolarını çıkaracak(gelecek sezon ne gelir olacaksa,Y.D. hepsini bu seneden kırdırdı) ve gelecek yıllar için yeni gelir kaynakları ve mevcut gelirlerin artırılması çalışmalarını yapacak. Futboldan sorumlu olan ekip takımın yeniden planlanması , gelecek yıllar için her mevkide kimin oynayacağı , kimin gelip kimin gideceğinin belirlenmesi şart. Ancak yeni yönetim ciddi miktarda sıcak para desteğiyle gelmezse , kulübün bu durumdan kurtulmasının tek yolu küçülme olarak görülüyor. 1-2 sezon Beşiktaş takımı transfer yapmayacak ve altyapıdan gelen futbolcularla A takımını takviye edecek.Bu dönemde borçlar azaltılacak ve kulüp rahat nefes alacak.Başka yolu yok. Bu şuursuz transfer politikasıyla bizim Fenerbahçe ve Galatasaray'la yarışı sürdürecek halimiz yok.Tamam onlar da borç olarak Beşiktaş'tan aşağı kalır durumda değil ama kötü örnekler bizi bağlamaz. Kulübün sağlıklı politikalarla,UEFA kriterlerine uyacak şekilde yönetilmesi gerekiyor.Bunu da mevcut kafanın yapamayacağı , zaten yapamadığı ortada. Ayrıca futbol dışındaki spor dallarına da eğilmek,kafa yormak lazım. Buralarda da geçmiş yıllarda görev yapan ve fark yaratan yöneticiler olduğunu biliyoruz.
Tek temennimiz kulübümüzün aklı selim sahibi insanlarca yönetilmesi ve hakettiği saygınlığa yeniden kavuşması. Beşiktaş adı taraftar olaylarıyla,staddaki küfürlerle,saha kapatma cezalarıyla birlikte anılmamalı.Kulübü bu günlere getirenler bunun hesabını vermeli.

Hiç yorum yok: